Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nden yayılan siyanür ülke genelinde tartışmalara neden olurken Ağrı’nın Diyadin İlçesi’nde de benzer bir tehlike bölge halkını kaygılandırıyor. Diyadin’de altın rezervinin tespit edilmesinin ardından geçtiğimiz yıl Mollakara Köyü’nde tesisin temeli atılarak arama çalışmalarına başlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, geçtiğimiz yıl Ağrı’nın Diyadin ilçesindeki Mollakara Köyü’nde piyasa değeri 1.2 milyar dolar olan 20 ton altın, 2.8 milyon dolar olan 3.5 ton gümüş rezervinin tespit edildiğini açıklamıştı. Ardından, Kaz Dağları’ndaki tahribatla gündeme gelen Koza Altın’ın, Mollakara Köyü’nde altın madeni tesisi için toplam 160 milyon dolar yatırım yapacağı belirtilmiş ve Koza Altın İşletmeleri tarafından işletilecek tesisin temelinin atılacağı söylenmişti. Altın çıkarmak için kurulan tesis kaplıcaları ile ünlü Diyadin ilçesinin Mollakara Köyü’nde yer alıyor. Köy, aynı zamanda Murat Nehri’nin doğduğu Tendürek Dağı’na yakın. Büyük taş kütlelerin olduğu alanda kayalar yontularak rezerv arama faaliyetleri yapılıyor. Arama çalışmaları kapsamında sondaj çalışmalarına da başvuruluyor. Ancak bölge halkı bu çalışmadan oldukça kaygılı. Maden tesisinin zehir saçacağını ve bölgedeki canlı yaşamı ile ekonomik faaliyetleri olumsuz etkileyeceğini dillendiren Ağrılılar, çalışmaların bir an evvel durdurulmasını istiyor.
Taşdemir: Toprak zehirlenecek
DOĞU-ÇEP (Doğu Anadolu Bölgesi Çevre Platformu) üyesi ve aynı zamanda Ağrı’da yaşayan Mehmet Nuri Taşdemir söz konusu tehlikeyi Munzur Press’e değerlendirdi. Taşdemir, geçtiğimiz günlerde Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Maden Sahası’nda yaşanan patlamayı hatırlatıyor ve siyanür olması durumunda Fırat Nehri gibi Murat Nehri’nin de zehir akacağına dikkat çekiyor. Taşdemir, “Koza Altın Grubu'nun Diyadin’in Mollakara Köyü civarında tespit ettiği altın rezervlerindeki arama faaliyetleri devam ediyor. Şu an AR-GE çalışmaları yapılıyor. Kayalar yontuluyor, sondaj çalışmaları yapılıyor. Çalışmaların sonunda Siyanür olursa bölge göç verecek. Çünkü tarım alanları zehirlenecek, hayvancılık olumsuzluk etkilenecek. Kaldı ki Diyadin’de 40 dönümlük alanda jeotermal enerji ile seracılık faaliyetlerinin yapılacağı bir proje hayata geçirilmişti. Eğer siyanür tehlikesi olursa burası da yok olur. En büyük tehlike de Murat Nehri için tahmin ediliyor. Murat Nehri Tendürek Dağı’nda doğuyor ve çalışmaların yapıldığı Kırmızı Kaya (Kevirê Sor) da tam burada. Murat Nehri zehirlenirse aktığı 722 km’lik alanı ve devamında birleşeceği Fırat Nehri’ni de zehirleyecek. Bu durum daha büyük bir felakete yol açar. Bölgede uzun vadede hastalıklar da ortaya çıkacak. Özellikle kanser hastalıkları, Çernobil’in Karadeniz’de yarattığı etki gibi. Bunun yanı sıra toprak da oksitlenecek. Ayrıca Murat Nehri’nin geçtiği Ağrı’nın üç ilçesinde 68 hektar tarım arazisi bulunuyor. Bu araziler hala bakir ve ürün alma kapasitesi çok yüksek. Bir grubun dönemsel rantı için maden sahasına yatırılacak bütçe, buradaki tarımsal faaliyetlerin canlanmasına yatırılırsa hem daha kazançlı olur hem de çevre ve canlı yaşamı tahrip edilmemiş olur” dedi. Diyadin ilçesindeki yurttaşların bir kısmının Murat Nehri üzerinde olta balıkçılığı yaptığını da aktaran Taşdemir, suyun zehirlenmesiyle bu sektörün de yok olacağına vurgu yapıyor. Bölge halkının endişeli olduğunu belirten Taşdemir, bunun dikkate alınması gerektiğini ekliyor.
Geçtiğimiz yıl tesisin temeli atılmıştı
2021 yılının Haziran ayında Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın Koza Altın İşletmeleri Ağrı Mollakara Tesisi Temel Atma Töreni'ne katılmıştı. Yılmaz, Ağrı'da piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın rezervi bulunduğu söylemiş ve “Türkiye'de üretilen madenlerin ekonomiye katkı sıralamasında altın ilk sırada yer alıyor. 6 bin 500 ton altın potansiyelimizin henüz 1500 tonunu üretilebilir altın rezervine dönüştürebildik. Ağrı'da temeli atılan altın madeni tesisi ülkemizin altın üretiminin yıllık 100 ton hedefine ulaşmasında çok önemli katkı sağlayacak." ifadelerine yer vermişti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise ilk etapta 6 yıllık ömrü olan madende arama çalışmalarının devam ettiği bilgisini vermişti. Varank, rezerv olarak daha büyük bir potansiyelin söz konusu olduğunu, bulunacak yeni rezervlerle işletme ömrünün 15-20 yıla ulaşmasını beklediklerini söylemişti.
