HABER MERKEZİ - Tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "HDP açısından TBMM seçimi: Neden böyle oldu?" başlıklı Artı Gerçek'te yayınlanan yazısıyla 14 Mayıs seçiminin ardından sonucu değerlendirdi.
Selahattin Demirtaş'ın yazısından öne çıkan başlıklar şöyle:
Seçim çalışmaları yarım yamalak ve dağınık oldu
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, demokratik Kürt siyasi hareketinin en büyük özelliklerinden biri, sadece bir seçim partisi veya seçim hareketi olmamasıdır. Kürt sorununun çözümü için uzun yıllardır devam eden bir halk mücadelesinin ve halk hareketinin siyasi partisi de mücadele koşullarına göre şekilleniyor, o koşullara göre tavır alıyor.
AKP-MHP iktidarı beş yıldır seçim çalışması yapıyor
AKP-MHP iktidarı ise 2014 yılından yani çöktürme planının hayata geçirilmeye başlandığı günden bu yana uygulanan stratejinin parçası olarak özellikle son beş yıldır bir tür mühendislik yapıyor.
İktidar, ele geçirdiği devlet imkanlarını sonuna kadar kullanarak muhalefeti ezmeye, baskılamaya çalışırken yine aynı imkanları kullanarak kendi kitlesine yönelik kesintisiz ve kirli bir propaganda yaptı.
AKP-MHP iktidarı, yerlilik ve millilik adı altında AKP Türklüğü denilebilecek bir Türklük inşasına girişti. Bunun için onlarca televizyon kanalında yayınlanan çarpıtılmış tarih anlatısına, abartılı kahramanlık hikayelerine dayanan dizi filmlerden tutun da tarikatların faaliyetlerine, magazin ve kadın programlarından dini sohbet programlarına, okul müfredatından haber programlarına, afiş ve billboardlardan müziklere kadar her araç, yıllarca etkili şekilde kullanıldı. Yeni bir insan tipi yaratılmaya çalışıldı.
Bunu yaparken öyle bir kültürel çöküş de yarattılar ki adaletsizlik, hırsızlık, yolsuzluk, zulüm, iftira İslam’ın şartlarıymış gibi sıkı sıkıya sarılan bir kitle var ettiler. Bu kitlenin bazı üyelerini zaman zaman sokak röportajlarında görüyorsunuz.
Bahsettiğim o kitleyi bir mahallede tutmaya çalıştılar. Mahalleyi devletin imkanlarını sonuna kadar kullanarak konforlu hale getirdiler.
Diğer mahallelerdeki herkesi de terörist ilan ettiler. Amaçları, diğer mahallelerin sesinin kendi mahallelerindeki kitleye erişmesini engellemek oldu.
Yöre derneği seçim çalışmasıyla başarı kazanılamaz
Genel durum böyleyken eğer 63 milyon seçmenin olduğu bir ülkede “Milletvekilliği seçiminde yüzde 15’i aşacağız, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefet adayının yüzde 50’yi geçmesini sağlayacağız” diyorsanız seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız.
Bu vesileyle bazı konulara açıklık getirmekte yarar görüyorum. Son beş yıldır HDP Genel merkezine yazdığım mektuplarla, gönderdiğim mesajlarla ve makalelerimle bu gerçeği anlatmaya çalışıyorum fakat her seferinde, sesim yankılanıp bana geri dönüyor.
Yaşanan birçok şey var ve bunları halka yansıtmayı doğru bulmadığım için kurumları işletmeye gayret ediyorum. Ne yazık ki çoğu zaman da kurumlar işlemiyor.
Slogancılıkla kimse daha fazla ilerleyemez
Şemzinan’ın herhangi bir köyünde yaşayan Kürdün de İstanbul’daki Kürdün de dil, kimlik, kültürel hak talebi halen güçlüdür, kimse bunlardan vazgeçmiş değil. Bununla birlikte her ikisi de amazon.com’a girip güzel ayakkabılar, elbiseler görüyor, dünyanın her dilinden müzik dinliyor, kafeleri, restoranları imrenerek izliyor. Eskiden astarlı ve astarsız cizlavet şeklinde iki ayakkabı seçeneği olan Kürdün şu anda sınırsız seçeneği var ama kuruş parası yok. Bu gerçeği görmezden de gelemeyiz bu gerçeğe teslim de olamayız.
Slogancılıkla kimse daha fazla ilerleyemez. Kapitalist moderniteye bu kadar maruz kalmış bir halka demokratik moderniteyi anlatamaz ve kurumlarıyla birlikte alternatif, güzel, onurlu yaşamı sunamazsanız toplumsal çöküş kaçınılmaz olur.
Durumu çok iyi analiz etmek ve önlemler geliştirmek zorundayız. Alarm zilleri zaten uzun zamandır çalıyordu, bu seçim sonuçları da son uyarı oldu. Alarm zillerini susturup zafer şarkıları çalmanın yolu, doğru analiz ve doğru pratikten geçiyor. Partimize yönelik eleştirilerin ve önerilerin de seviyeli ve yapıcı olmasına dikkat ederek kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci başlatmak zorundayız.
Partimize saldırmak için ellerini ovuşturup bir kenarda bekleyen ucuz tipleri de ciddiye almamak, onlara prim vermemek lazım. Yapıcı olmayan, emek ve inşa sürecine katkı vermeyen eleştirilerin herhangi bir değeri yoktur. Buna da dikkat etmek lazım. Halkımızın bunu yapacağından kesinlikle eminim.
Sonuçta her şeye rağmen halen çok büyük emek, fedakarlık ve bedelle yürüyen zorlu bir mücadele var. Bu mücadeleye zarar verecek yaklaşımlardan uzak durup büyük bir yenilenme hamlesiyle sürece cevap verileceğine inanıyorum.
Selahattin Demirtaş"