Depremle ilgili tedbirler ve hazırlıkları genel olarak Önleyici Tedbirler, Müdahale ve İyileştirme Çalışmaları olarak üç aşamada ele almak lazım
6 Şubat 2023 tarihinde 9 saat arayla merkez üsleri Kahramanmaraş Pazarcık ve Ekinözü olan 7,8 ve 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen depremler ülkemizde tam bir felakete yol açtı ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine, yüz binlerce insanın yaralanmasına evsiz, yurtsuz kalmasına neden oldu. Telafisi olmayan, iyileştirmeleri onlarca yılda yapılamayacak büyük bir yıkımdır bu. Tabi bu felaket -zelzele- daha önceki depremler sonrasında olduğu gibi herkesin bir kez daha depremle ilgili hazırlık düzeylerini sorgulamaya yol açtı.
İnsanın “bu kadar da olmaz” dediği körlüğü, vurdumduymazlığı, aymazlığı yaşıyoruz. Bu sadece baş aktör devletin veya hükümetlerin suçu değil, yerel yönetimler başta olmak üzere, yerleşim yerleriyle ilgili iş ve işlem yapan herkesin suçu; imar plancılardan, jeoloji mühendislerine, belediyelere, inşaat mühendisinden yapı denetimi yapan firmalarına kadar herkes suçlu… Özellikle belirtmek gerekiyor ki, bu enkazın sahibi bu kesimlerdir. Daha önceki depremler ve tahribatlarından ders çıkarılmadığı ortadayken bu kez tedbirler geliştirilir mi? Önleyici tedbirler alınır mı, bakıp göreceğiz?
Dersim’de Sorunun Bilinci
Depremle ilgili zaman zaman ilimizde uyarılar, toplantılar yapılıyor. Bunlardan biri de Munzur Üniversitesi tarafından yaklaşık 10 yıl önce yapılan bir sempozyumda ele alınmıştı. Yapılan uyarılar alındığı yerde kaldı. Yine geçtiğimiz iki yıl Tunceli Valiliği ve AFAD bünyesinde çeşitli eğitimler, tatbikatlar, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Tunceli Valiliği koordinasyonunda deprem bölgesine yapılan müdahalenin etkinliği bu çalışmaların ve hazırlıkların sonucu olarak ortaya çıktı. Sivil toplum anlamında 4 yıllık bir geçmişi olan Munzur Arama Kurtarma Derneği (MUDAK) tüm imkansızlıklara rağmen deprem bölgesine hızlı ve etkili müdahale eden ekiplerin başında yer aldı. Belediye, belediye başkanı komutasında Maraş bölgesinde etkili çalışmalar yürüttü. İl Özel İdaresi ve Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere ilimizde yer alan yerel kurumlar, iş insanları, yardımsever halk depremin etkisini azaltmaya dönük büyük çaba gösterdiler. İl olarak bu konuda sınavı geçtiğimizi düşünüyorum ve emekler saygıya değerdir.
Peki biz kent olarak böyle bir depreme hazırlık mıyız?
Bilim insanlarının Bingöl'ün Yedisu ilçesi ile Erzincan'ın Üzümlü ilçesi arasında yer alan yaklaşık 75 km uzunluğundaki Kuzey Anadolu Fay ve Malatya-Ovacık Fay hattı (110 km) üzerinde yakın zamanda 7,5 veya 7,6 deprem olma ihtimalini sık sık dile getirmeleri depremle ilgili dikkatleri ilimize çekti. Peki ilimiz buna ne kadar hazırlıklı veya ne kadar bu tehlikelinin bilincinde?
Depremle ilgili tedbirler ve hazırlıkları genel olarak Önleyici Tedbirler, Müdahale ve İyileştirme Çalışmaları olarak üç aşamada ele almak lazım. Bunlardan ilki Önleyici Tedbirler olarak ilimizde neler yapılabilir, yapılmalıdır? Afet Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nın tedbirleri esas alındığında bunları şöyle özetleyebiliriz.
1. Yerleşim bölgelerinin titizlikle belirlenmesi; kaygan ve gevşek toprağa sahip meyilli arazilere yapıların yapılmaması: Dersim’de yerleşim yerini halk belirlemedi. Dolayısıyla yerleşim yerin seçiminden ötürü yapılacak bir şey yok. Ancak kentin düzenlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması için yerel yönetimlerin sorumluluğunda. Örneğin kıyı bölgelerinde ve depremde kaya düşme tehlikelerine ilişkin dağ eteklerine ve kaygan zeminlere evlerin yapılması (Ali Baba ve Yeni Mahallede olduğu gibi) büyük tehlike oluşturmaktadır. Olası bir deprem durumunda Düldül Tepesinden gelecek kayalar çok büyük bir tehlikedir. Yine dere yataklarına, kaygan zeminlere gelişigüzel yapılan yüzlerce yapı mevcuttur.
2. Yapıların deprem etkinliğine karşı dayanıklı; yapı tekniği ve inşaat yönetmeliklerine uygun olması: Daha önce yapılan yapılarda bölgesel imar planlaması esas alınarak izinler verilmiştir. Bunun sağlıklı olmadığını, esas olanın her parsel için yapılan jeolojik etütlerin esas alınması gerektiğini deprem bölgelerinde gözlerimizle deneyimledik. Dolayısıyla mevcut yapıların hem jeolojik etüdünün hem de statik projelerinin yeniden gözden geçirilerek düzenlenmesi zorunlu bir tedbirdir.
3. İmar alanı dışındaki yerlere ev ve binaların yapılmaması önemli bir konudur. Mevcut durumun gözden geçirilerek varsa böyle yapıların yıkılması veya gözden geçirilmesi zorunludur.
4. Dik yarların ve dik boğaz ve vadilerin kıyısına bina yapılmaması: Gazik (Cumhuriyet) Mahallesinde dik yamaçların hemen kıyısına 5-6 katlı binaların yapılması son yıllarda oldukça arttı. Bu binalar yeni yapılmış bile olsa ciddi tehlike oluşturmaktadır. Bunlarla ilgili risk analizinin yapılması ve yeni binalara izin verilmemesi veya uygun kat ittifakının verilmesi önemli bir tedbir olacaktır.
5. Mevcut binaların dayanıklılığının arttırılması: Maraş Merkezli depremin şiddetini göz önüne alarak ilde bulunan tüm binaların risk analizlerinin yapılması, uygun olmayanların güçlendirilmesi veya yıkılması alınacak en önemli tedbirlerdendir. Bununla birlikte yeni yapılar için de her birini ayrı ayrı ele alacak zemin etütleri ve statik hesaplarına göre yapı izni verilmesi gerekmektedir. Yine alt katlarında işyeri olan binaların kontrol edilmesi, varsa kolon kesimi veya başka olumsuz etkenlerin tespit edilmesi ve tedbirlerin alınması zorunludur.
6. Bina çıkışlarına veya etrafına iş yerlerinin açılması: Özellikle Atatürk (Sexank) Mahallesinde birçok binanın önüne ek sundurmalarla işyerleri açılmıştır. Bunlar deprem açısından güvenli olmadığı gibi binaların tahliyesi veya olası bir deprem durumunda çıkış güzergahlarını kapatması yönünde de tehlike oluşturmaktadır.
7. Risk Analizi: İlimizin genelinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin derecelendirilerek belirlenmesi, gerekli onarım ve tedbirlerin alınması il kamu ve yerel kurumlarının görevidir.
İkinci önemli tedbir müdahale için kurumların hazırlanmasıdır. İlk önce deprem esnasında Belediye, Özel İdare, AFAD, Arama Kurtarma Ekipleri, STK’lar, Sağlık Teşkilatı, Karayolları, Kızılay gibi ilde mevcut olan kurumlar ve çalışanlarının büyük bölümünün de depreme maruz kalacağını; dolayısıyla müdahalede aksamaların olacağını göz önüne almalıyız. Bunu son depremde acı bir şekilde deneyimledik. Dolayısıyla ilk tedbir bu yönlü geliştirilmedir.
1. Her kurum olası deprem senaryosuna göre hazırlanmalı; iş yerlerinde risk analizi, eğitim ve tatbikat yapması,
2. Olası bir depremde yolların kapanacağını ve güçlerin bölüneceğini düşünürsek her ilçede Belediyeler ve Kaymakamlıklara bağlı arama kurtarma ekiplerinin oluşturulması ve gerekli eğitim ve donanımının sağlanması,
3. Deprem esnası ve sonrasına ilişkin lojistik stokunu mutlaka belediyeler ve ilgili kamu kurumlar tarafından yapılması,
4. Eş zamanlı ve eş güdümlü eğitim ve tatbikatların yapılması,
5. Halkın deprem esnasında davranışlarına ve evlerde alınması gereken tedbirlere dönük eğitilmesi,
6. Arama Kurtarma yapan STK’ların güçlendirilmesi, teşvik edilmesi,
7. Okullar başta olmak üzere bilgilendirme ve bilinçlendirme eğitimlerinin süreklileştirilmesi,
Üçüncü önemli husus ise deprem esnası ve sonrasına ilişkin zararların azaltılması veya iyileştirilmesine dönük tedbirlerdir. Bunların en önemli olanları;
1. Deprem esnasında toplanma yerleri belirlenmiş durumda, bunun kontrol edilmesi ve bilgilendirme çalışmalarının yapılması,
2. Deprem esnasında ve sonrasına ilişkin gerekli barınma (çadır, konteyner, jeneratör, yakıt vb.), gıda ve ilaç stokunun yapılması; bunların düzenli olarak bakımının yapılması ve güncellenmesi,
3. Barınma yerlerinin tespit edilmesi, gerekli alt yapının tamamlanması,
4. Kurumlarda (Belediye, Özel İdare, Karayolları, Sağlık Müdürlüğü, Devlet Su İşleri, Çevre Şehircilik Müdürlüğü, TEDAŞ, Telekom vb.) ve esnafta bulunan iş makinelerin ve kamyonların tespit edilmesi; gerekli toplantıları yaparak olası bir deprem durumunda görev tanımlaması yapılması,
5. İldeki akaryakıt istasyonlarıyla görüşmeler yaparak gerekli stok ve alt yapının oluşturulması,
6. Seyyar Hastane yerinin belirlenmesi, gerekli hazırlıklar ve önlemlerin alınması,
7. İletişim sorunuyla ilgili Telekom veya diğer GSM firmalarının hazırlıklarının yapılması veya buna ilişkin telsiz sistemleri gibi alt yapıların oluşturulması,
Sonuç olarak depreme hazırlık, müdahale ve iyileştirme çalışmaları ilde görev yapan kamu ve yerel kurumların afetselliğe dönük sürdürülebilir planlama ve çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu bir mekanizma ile gerçekleşebilir. Herkesin kendi işini iyi yapması sonunun çözümüne dönük en önemli adım olacağını hatırlatmakta yarar var.