Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dün sabah saatlerinde Tunceli’ye gelerek Munzur Üniversitesi yerleşkesinde yapımı tamamlanan Hz. Ali Camii ile il genelinde yapımları tamamlanan Hz Fatma Gençlik Merkezi, Ehlibeyt Kuran Kursu, Hafızlık İcazet Merkezi açılışını gerçekleştirdi ve cemevini ziyaret etti. Cemevi ziyareti sırasında yasal statü sorusuna ‘Bizle alakalı konular değil’ demesi Alevilerin tepkisine yol açtı. Aralarında siyasi parti temsilcileri, STK’ların bulunduğu Emek ve Demokrasi Platformu, Ali Erbaş’ın ziyareti sırasında dile getirdiği açıklamaları protesto etmek için Tunceli Cemevi önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptılar.
‘YASAL STATÜ SORUSUNA KAÇAMAK CEVAP VERİLDİ’
Emek ve Demokrasi Platformu’nun tepki gösterdiği açıklamada konuşan platform sözcüsü Pir Sultan Abdal Derneği (PSAKD) Tunceli Şube Başkanı Ali Ekber Kaya, Diyanet İşleri Başkanı'nın cemevlerinin yasal statüsü konusunda açıklamasında kaçamak cevaplar verdiğini iddia ederek “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Dersim’e geldi. Hz Fatma Gençlik Merkezi, Hz Ali Gençlik Merkezi, Ehlibeyt Kuran Kursu, Hafızlık İcazet Merkezi adı altında asimilasyon merkezlerinin açılışını yaptı. Ayrıca cemevini ve oradaki yetkilerini ‘gelene gidene kılıç dağıtmak’ olarak kullanan Tunceli Cemevi yönetimini de ziyaret etti. İki yıl önceki ziyaretinde ‘Sizin talebiniz bizim talebimizdir’ diyen Erbaş bu sefer cemevleri ‘iyidir, güzeldir’ den öte cümle kurmadı! Erbaş cemevlerinin statüsü meselesine dair be sefer kaçamak cevap vererek ‘Bizimle alakalı konular değil’ diyerek geçiştirdi.” dedi.
‘ALEVİLERİN VERGİSİNDEN MAAŞ ALIP, ALEVİLERİ YOK SAYAN ANLAYIŞI RED EDİYORUZ’
Kaya, Ali Erbaş’ın Tunceli ziyaretini asimilasyon çalışması olduğunu vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:
“Uzun süredir, Dersim’e ve Alevilik inancına dair bir değeri olmayan, yerel halkın inanç değerleriyle oynayan, alevilerin kutsallarını kendi inkarcı ve asimilasyoncu emellerine alet eden bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Bu gelenek de yüz yıllardır sürmektedir. Geçmişten bugüne Alevi halkını Sünnileştirme, olmadıysa silikleştirme çabaları aralıksız çeşitli yol ve yöntemlerle sürdürüldü. Bugün de bu çabalar yoğunlaştırılmış bir şekilde, devşirmelerle, parayla, mal ve makamla, gri pasaportlularla sürdürülmektedir. Bugün yerel halkın jar u diyarlarını yok sayan, Munzur’u mesire yeri yapan, dağları maden şirketlerine açan, Düzgün Bava ziyaretinde silahlarla resim çekinen bir zihniyet var karşımızda. Alevilerin vergisinden maaş alıp, Alevileri yok sayan, cemevlerini inanç merkezi olarak kabul etmeyen, İslam’ı, İslamiyet’i kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanan bu anlayışı reddediyoruz. Dersim’in ve genelde Alevi halkının Sünnilerle bir sorunu yoktur. Yapay sorunlar yaratan, karşıtlıklar yaratarak planlarını hayata geçiren, bu noktada kirli karanlık birimleriyle Alevileri katleden, yakan anlayışları ve sürdürücülerini reddediyoruz. İktidarlarını korumak, güvencelemek, sürdürmek uğruna; barış içinde bir arada özgürce yaşaması gereken tüm inançlar önündeki engelleri reddediyoruz. Bütün bunları amaç edinmiş Diyanet İşler Başkanlığı'nı reddediyoruz. Dersim halkının hassasiyetlerini dikkate almayan kurum ve kuruluşları reddediyoruz.”
Kaya açıklamasının devamında Alevi köylerinde megafonlarla ezanlar okutulduğunu da belirterek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Dersim bütün inançların en özgürce yaşam bulacağı kenttir. Onlarca vali ve il müftüsü geldi bu kente. Hiçbiri Alevilerin kapısına megafon dayamadı, mahallelere, caddelere hatlar çekilmedi, hatta hiçbir ilde böyle uygulamalar yapılmadı. Neden Dersim inançları üzerinden planlar geliştirilir? Neden Munzur Üniversitesi diyanet birimi gibi çalışır? Neden kentin demografik yapısıyla oynanmaya çalışılır? Neden Dersimlinin inancı yok sayılır?
Alevi köylerine camii yapan zihniyet, Dersimlilerin çocuklarını imam hatiplere mecbur bırakan zihniyet, mezar taşlarını tahrip eden yaklaşım ne zaman değişecek? Bu yol ve yöntemlerle sonuç alınamayacağı ne zaman anlaşılacak? Seyyit Nesimi, Hallacı Mansur, Pir Sultan, Şeyh Bedrettin vazgeçtiler mi? Barışın, kardeşliğin, sevginin yanında insan yaşamının ne kıymeti var demediler mi? Çorum, Sivas, Maraş, Dersim katliamları hangi sorunu çözdü? Alevileri reddeden, asimile etmeye çalışan anlayışlar çözüm üretemezler, eşit yurttaşlığı geliştirmeyen hiçbir hükümet ülkeye hizmet edemez, olsa olsa belli bir kesime hizmeti esas alarak zıtlıklarla ülkeyi geriye götürmüş olurlar” ifadelerine yer verdi.
‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DERHAL KALDIRILMALIDIR’
Kaya açıklamasının son bölümünde Alevilerin şu şekilde sıraladı:
Her şeyden önce laiklik ilkesi gereği Diyanet İşleri Başkanlığı derhal kaldırılmalıdır!
Ezidî, Süryani, Hıristiyan, Yahudi, Alevi, Sünni tüm inanç ve ibadet merkezlerine eşit statü, söylemlerle kararname ile değil bu inanç kurumlarının katılımlarıyla anayasal güvence altına alınmalıdır!
Devletin; her türlü işlem ve eylemde din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin tüm yurttaşlara eşit mesafe de olması gerekmektedir!
Hıristiyan, Yahudi, Alevi, Sünni tüm inanç ve ibadet merkezlerine eşit statü verilmelidir!
Anayasal ve laiklikle çelişen idari, bilim, sanat ve eğitim dinsel referanslardan arındırılmalıdır!
Bu talepler karşılanmadan kimin geldiğinin, neden geldiğinin bir önemi yoktur! Söyledikleri de Dersimli için laf û güzaftır!