Festivallerin somut anlamda kültürel ve tarihsel belleğin sunumunu içeren, insanların seyretmekten, dinlemekten zevk aldığı, herkesin katılımına dönük içerikler barındıran, teori ve pratiğin birbirini bütünlediği; ne salt ticari, ne de siyasi programa boğulmadan, ekolojik, toplumsal, sosyal, siyasal sorunlara dikkat çeken ve yörenin, ülkenin gelişmesine katkı sunan özellikler taşıması gerekmiyor mu?

Bu yıl ( 2022) 20’ncisi düzenlenmek istenen Munzur Kültür ve Doğa Festivaline Tunceli Valiliği tarafından “2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”nu çerçevesinde “Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe uygun olmayan, anlaşılmayan adres, kurum ve isim bilgilerinden”  ötürü “eksiklerin giderilmesi için 07.07.2022 tarihinde resmi yazı yazıldığını, 13.07.2022 tarihinde Tunceli Belediyesi tekrar bildirimde bulunulduğu ve Grup Yorum ve Grup İsyan Ateşi konserlerini iptal edilerek diğer programın tamamımın yapılması yönünde karar vermiştir.

19.07.2022 tarihinde karara ilişkin basın açıklaması yapan Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Festival programında yer alan etkinlikleri değiştirmeden fiili ve meşru olarak programımızı uygulamaya devam edeceğini beyan etti ve “Grup Yorum ve Grup İsyan Ateşi de Seyit Rıza Meydanı`nda kurulacak sahnede halkın ezgilerini söyleyeceklerdir. Yürüyüşün engellenmesi yozlaşmaya, madenciliğe, doğa katliamlarına karşı protesto hakkının engellenmesi demektir. Yürüyüşümüzü planladığımız şekilde aynı gün ve aynı saatte gerçekleştireceğiz”  dedi. ( Birgün Gazetesi)

Belediye Başkanı Mehmet Maçoğlu, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası'na “Şehre festival için 113 bin araç giriş yapmış. Şehrin girişinde kilometrelerce araç kuyruğu var. Erzincan tarafından şehre girişte 600 metre kuyruk var. Bu yasağı tanımıyoruz” dedi.

Maçoğlu, yasak çerçevesinde Tunceli Valiliğini uygulamalarına dikkat çekerek, "İki müzik grubuna da yasaklama geldi çünkü Türkiye’de biz bu festivalde sahnesi ve konseri iptal edilenleri çağırdık. Konseri iptal edilenlere çağrı yaptık, ‘Dersim’de, sahnede sizin de yeriniz olsun’ dedik. Biz buradan birkaç grubu iptal edersek vazgeçerler diye düşündüğümüzü sandılar. Pansiyon ve yurtları kapatalım gelen bütün misafirler dışarıda kalsın, statta büyük konserler yaptırtmayalım on binlerce kişi bir araya gelmesin küçük sokaklarda ufak çaplı konserler yapalım mesela. Bu meselelerde bizi toplumla gerginleştirmek istiyorlar gibi bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Bazı grupları şehirden 80 km dışarıda tutuyorlar, şehir içine almıyorlar."

Sonra Başkan, konserleri iptal ettiğiniz “bari şehre bırakın, ayıptır” diyor. “Valiliğe ilettiğimiz taleplerde şehre alınmalarını istedik çünkü insanlar bir şehirden başka bir şehre gitme özgürlüğüne sahiptir. Sahne iptal ise sahneye çıktığı anda tutanak tutarsınız ama şehre sokmamak çok ayıptır. Arkadaşlarımızı bırakacaklarını düşünüyoruz ve bir yasağı bile kabul etmeyeceğimizi söylüyoruz. Böyle bir baskıyı darbe döneminde bile görmedik.

Normal şartlara valiler ve belediye başkanları şehri ve kültürünü tanırlar aynı zamanda birbirlerine destek verirler."

Festival İptal Mi Edilecek

Bugün ( 21.07.2022 ) tarihinde sanıyorum bir basın toplantısıyla yasaklara vurgu yapılarak festival iptal edilecek…

Öncelikle bu ölçüde festival için şehrin alt yapısının ( yollar, konaklama ve yeme içme tesisleri, otoparklar vb), yıllardan beri uygun olmadığı, şehri büyük bir insan baskısıyla karşı karşıya getirdiğini, sürekli konuların, sanatçıların tekrarlandığını, üretime dayanmadığını vurgulayayım. Boğucu, iyi planlanmayan, sürekli kendini tekrar eden, bütün partilerden veya gruplardan birilerinin her yıl aynı sorunları anlattığı ve çözüm üretemediği kısır, her yönüyle tüketime dayanan bir festival. Gerekli alt yapı hazırlanana kadar “Munzur Kitap Günleri” gibi daha spesifik ve sonuç alıcı etkinliklerin yapılmasının yararlı olacağını düşünüyorum.

Bile Bile Lades

Şimdi Sevgili Başkan, konuşmasında “Türkiye’de biz bu festivalde sahnesi ve konseri iptal edilenleri çağırdık” diyor. Yani iptal edileceğini bile bile bu gruplar davet edilmiş. Bir kamu kurumu olarak başkaldırmış… Önce “yasakları tanımayacağız”, ardından “ bari şehre bırakın, ayıptır” diyor. Bunu iyi niyet mi, tutarsızlık mı olarak mı değerlendirelim?

Şimdi yasaklanan gruplara destek amaçlı diğer sanatçıların da boykot etmesini, ilçelerin de programını iptal etmesini istiyorlar. Peki, sormak lazım, başarı bunun neresinde? Festivaller kültür koruma süreçlerinde bir aktarım aracıdır, bellektir. Ticari veya turizm daha fazlasına yer verir. Festival, somut anlamda kültürel ve tarihsel belleğin sunumunu içeren, insanların seyretmekten, dinlemekten zevk aldığı, herkesin katılımına dönük içerikler barındıran, teori ve pratiğin birbirini bütünlediği; ne salt ticari, ne de siyasi programa boğulmadan, ekolojik, toplumsal, sosyal, siyasal sorunlara dikkat çeken ve yörenin, ülkenin gelişmesine katkı sunan özellikler taşıması gerekmiyor mu?

Sayın Başkan ve Tertip Komitesi, gerçekten siz bunun farkında mısınız? Yoksa festivalleri bir boy gösterme arenası olarak mı görüyorsunuz?

Siyaset toplumsal sorunların çözümüne hizmet etmelidir; çözümsüzlüğe veya kaosa değil. Madem “normal şartlara valiler ve belediye başkanları şehri ve kültürünü tanıtırlar aynı zamanda birbirlerine destek verirler” diyorsunuz, festival hazırlık sürecinde bir taslak hazırlayarak, sadece valilikle değil, tüm kurumlardan fikir alır ve ortak potada festivali icra ederdiniz.

Hiç kimseyi küçümsemiyorum, ancak festival konusunda yıllardır aynı hatalar yapılıyor ve ne yazık ki aşağı yukarı aynı kurumlar ve insanlar bu kararları veriyor.

Bütün söylenenlerden anlaşılıyor ki, amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek… Konserleri yasak edilen sanatçılara destek olmak istediniz bunu tek tek festival öncesi veya sonrasında da deneyebilirsiniz.  Üstelik siz ili temsil ediyorsunuz. İlin kurumlarını bir tarafa bırakarak hareket edemezsiniz. Bu kentin %37’sini diğer illerden doğan insanlar oluşturuyor. Lütfen çözüme hedefleyerek planlama yapın, şayet amacınız siyaset yapmaksa bunun için farklı araçlar kullanın, halkı veya esnafı değil.