Şenol Bali/Van
Yazılı kâğıt veya kitap anlamına gelen Arapça “sahife” (sayfa) sözcüğüyle aynı köke sahip sahaf, orijinal anlamda “kitapçı” demek. Bugün ise “genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan” kişi ve iş yeri anlamını taşıyor. Sahaf ismini alan bu sektör o günden bu yana eskiyen, baskısı yapılmayan kitapların alışverişinin yapıldığı yer olarak biliniyor. Sahaflık 20. yüzyıldan sonra yaygınlaşmaya başladı. Türkiye’de Bursa, İstanbul ve Edirne bu kültürün yoğunlaştığı en önemli kentlerden. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise bu kültürün öne çıktığı iller Diyarbakır, Mardin, Kars ve Van. Özellikle Van’da son 30 yılda yoğun bir ilgi var bu sektöre. 30 yıl öncesinde 2-3 olan kentteki sahaf sayısı şimdilerde 40 civarında.
Sahafların işi zor
Ancak bu sektör, son yıllarda yaşanan dijitalleşme karşısında varlık mücadelesi veriyor. Kitapların online olarak satıldığı hatta online olarak okunduğu bu dönemde sahafların işi oldukça zor. Tüm bu zorlukları Van’da 15 yıldır sahaflık yapan Harun Arvas ile konuştuk.
Dijitalleşme bitirme noktasına getirdi
Arvas, dijitalleşmenin artmasının sahafları bitirme noktasına getirdiğini söylüyor ve buna bir de pandemi sürecinde edinilen interaktif alışkanlıkları ekliyor. Arvas şunları dile getiriyor: “İnsanlar pandemiden önce sahaflara gidebiliyordu, istediği kitapları alabiliyordu. Pandemi ile beraber insanlar eve kapandı. Kitap ihtiyacını internetten online bir şekilde karşılamaya başladı. Bu şekil dijitalleşmenin artması sahafları ve kırtasiyeleri bitirme noktasına getirdi. Satanlar için de internet bir sektör oldu. Çünkü kirası yok faturası yok. İnternet satışı bu bakımdan sahaf kültürünü geriletiyor. Dünya dijitalleşti. Herkes istediği şeyi internetten karşılar oldu. Bu durumda sahaflık beş yıl öncesine göre çok daha kötü bir duruma geldi.”
Van’da sahafların yoğunlaştığı ve şimdilerde bakımsızlığa terk edilen uzun geçmişe sahip Mısır Çarşısı ( Foto: Munzur Press)
Arşiv görevi görüyor
Van’ın tarihsel olarak önemli bir sahaf kültürü taşıdığını söyleyen Arvas, sözü mekânsal sorunlara ve yetkililerin bu konudaki duyarsızlığa getiriyor: “Van sahaf kültürü bakımından önemli bir yer. İran’dan ve çevre illerden buranın sahaf kültürünü görmek için gelenler var. Bu kültürün yaşatılması lazım. Yetkili kurumlar bu çarşıyı modernize etmeli. İnsanlar bu yıpranmış yapı yerine daha güvenli bir çarşıyı gezmeli.”
Sahafların adeta arşiv görevi gördüğünü söyleyerek cümlelerine devam eden Arvas, “Öğretmeninden akademisyenine, işçisinden memuruna herkes sahaf kültürünü merak eder. Tarihi kitaplar, baskısı yapılmayan kitap arayanlar buraya geliyor. Bu yüzden adeta arşiv görevi de görüyor.” diye sözlerini noktaladı.
15 yıldır Van’da sahaf sektöründe çalışan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Harun Arvas