Dersim'de son günlerde giderek yoğunlaşan yaban hayvanlarına müdahale fotoğraf ve videolarla sosyal medyada servis edilmekte; haberlere konu olmaktadır.

Dersim’de yaban hayatının ne durumda olduğuna bir göz atalım; sonra bakalım yapılan doğru mu yanlış mı? Ya da bildiğimiz halde yaban hayatını yok mu ediyoruz bunu tartışalım.

Önce Tilki’yi evcilleştirdik…

Her ilçede her köyde beslenen tilki görüntüleri arşivleri doldurmuş durumda; hatta bazı köylerde ve ilçelerde insanlar tilkileri sahiplenmiş!

Bazı köylerde “o tilki bizimdi!”, “bu tilki bizim olamaz” kavgaları bile yapılmaya başlandı.

Tavşanlar zaten önceden evcilleştirilmişti.

Dağ keçileri de artık koyun keçi sürülerine katılmak üzere. Her gün bir köyden görüntü geliyor. Dağ keçisi yavruları evde besleniyor.

Dağ keçilerini besleyen vatandaş görüntüleri!

Yol kenarlarına dökülen tuz görüntüleri!

Hatta yaban keçileri ile poz veren insan görüntüleri ortalıkta dolanıp duruyor!

Az geçmişe gidelim.

Bundan 15 yıl önce dağ keçilerini görmek için vadi vadi, dağ dağ dolanırdık; göremezdik çoğunlukla ya uzak bir kayanın başında ya da tesadüfen suç içerken rastlardık…

Şimdi artık şehir merkezlerinde dağ keçileri var!

Dersim merkezde mahallelere iniyorlar.

Yol boyları dağ keçisi dolu!

Köylerde vatandaş dağ keçileri ile iç içe yaşıyor artık.

Dağ keçilerinden sonra domuzlar da evcilleştirildi.

Herkes sosyal medyada şunu yazıyor; “Dersimlilerin hayvan sevgisi muhteşem!”

Aslında bu şekilde yaban hayvanlarını sevmek onların soyunu tüketmek için yapılan en büyük kötülüktür. 

Her mahallenin birkaç domuz sürüsü var! Domuz sevgisi bizde artık gelenekleşti! İnsanlar artık hangi yavrunun hangi domuz annesine ait olduğunu biliyor. Her mahalle kendi domuz sürüsünü besliyor. Arada mahalle ihlalleri yapan domuzlar beslenmiyor.

Domuz sürüleri birkaç yıla il merkezinde ilçelerde insan sayısını geçer.

Sonu nasıl bitecek hep birlikte göreceğiz.

Domuzu evcilleştirdikten sonra çok zorlanmadın bu kez ayı artık insanların arasına karışmak üzere. Özellikle Munzur Vadisi ile Pülümür vadisinde uzun yılardır ayıları evcilleştirmek için büyük bir caba vardı.

En sonunda ayıyı da evcilleştirmeyi başardık!

Ayıya ekmek vereni gördüm.

Ayıya et kırıntılarını vereni gördüm.

Ayıyı bal ile beslemek için çaba sarf edeni gördüm.

Ayı ile konuşan vatandaş sayısı da az değil.

Sonuç ne olacak yakın zamanda göreceğiz.

Sırada hangi havyanlar var tahmin etmek zor değil; kurtlar ile ilgilenen ve evcilleştirmek için çabalayan birileri var sanırım.

Az da olsa kurt videoları geliyor.

Birkaç aya kalmaz bir mekânın bahçesine ya da bir vadi ağzında kurt besleyen birilerinin videosunu görürseniz şaşırmayın.

Bir arkadaş vaşak evinde besliyormuş

Bir iki yıl önce; bir gün dersim çarşı merkezi karışmıştı. Birden insanlar sağa sola kaçışmaya başladı. Bir vaşak dükkânlara girip çıkıyordu. 

Korkudan açık olan her kapıdan içeri giren vaşak ya diğer kapıdan ya da balkonlardan çıkıyordu. 

Neyse ki sonunda mahallenin dışına çıktı.

Sonra öğrendik ki bir Dersimli yavru olarak bulduğu vaşağı evinde uzun zaman beslemiş.

Sonra zapt edemeyince bırakmış. Ve vaşak içgüdüleriyle hareket ederek ait olduğu yere gitmiş.

Vaşak ve Kurt evcilleştirilecek yaban hayvanları arasında ilk sırada duruyorlar.

Yılanlar da bir hayli ilgi çekiyor.

Bu yıl yılan seven yılan yakalayan birçok insan videosu izledim.

Yılanları evlerde beslemek ya da bahçelere getirmek çabalamak isteyen var mı bilmiyorum ama yakın zamanda evinde siyah yılan besleyen birini görürseniz şaşırmayın.

Şimdi gelelim sonuçlara.

Ne olacak bu yaban havalarının durumu?

Yaban hayvanlarında insanlara bulaşan yeni virüsler gündemde; her gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor.

Domuz ne tür virüsler taşır?

Tilkiler kuduz tehlikesi taşır mı?

Hepsini bildiğimiz halde kapı önünde tilki ve domuz besliyoruz.

Doğanın bir dengesi var.

O dengeyi bozarsak doğa da bozulur insanlar bozulur.

Doğa’nın dengesi sadece baraj yapılarak bozulmaz; doğanın dengesi o doğada yaşayan yaban hayatının dengesini bozarsanız, o doğa en büyük yıkama uğrar.

Geçen yıllarda bir video izledim; sanırım Pülümür vadisi iç kesimleriydi. Bir vaşak bir dağ keçisini yakalayıp boğmak için uğraşırken vatandaşlar yetişip dağ keçisini yaralı kurtarıyorlardı.

Keçiyi tedavi için merkeze getirdiler. Sonu ne oldu bilmiyorum.

Eğer bu dağlarda vaşaklar dağ keçileri, tavşanlar, kuşlar ve fareler ile beslenmezse doğanın dengesi bozulur.

Geçen bir video izledim; boz bir yılan büyük bir tarla faresi yakalamış yutmaya çalıyor; iki genç büyük uğraşlar sonucu fareyi yılanın ağzından çıkarıyor. 

Fare ölmüştü tabi, sonra yılanda öldü sanırım çünkü yaralanmıştı.

Yılanlar fare yemezse doğanın dengesi yine bozulur!

Dağ keçileri ait oldukları dağlarda zirvelerde beslenmez yol kenarlarında beslenirse, doğanın dengesi alt üst olur!

Dağ keçisi kayadan kayaya atlamaz, yolda yürüyüş yapar, tuz ile ekmek ile beslenirse, bir süre sonra kayada yürüme yeteneğini kaybeder ve her yırtıcıya av olur.

Dağ keçisi zirvelerde insanlarda uzak yaşarsa doğa dengelenir.

Domuz ait olduğu ormanda yaşarsa ormanın dengesi güçlenir.

Domuz insan içinde yaşamaya devam ederse sonuç büyük bir hastalık ile mücadeleye döner.

Tilki doğada yaşarsa; kuş fare avlarsa doğa dengelenir.

Ayı kendi bulduğu yemler ile beslenirse yaşamını sürdürür; ayıyı beslek en büyük kötülüktür ona.

Ayı vahşi bir havan. Bir gün bir Ayı bir insanı parçalarsa gerçeği anlayacağız ki, geçtiğimiz yıllarda onlarca böyle olay oldu. 

Sonuç olarak:

Dağ keçisi insandan uzak yaşarsa,

Dağ keçisi kayaların zirvelerde görülürse,

Ayı kendi beslenme alanında yaşarsa,

Tilki tavuk çalarak yaşarsa, 

Tilki kendi içgüdüleri ile beslenirse,

Domuz ormanlık alanda yaşamaya devam ederse,

Domuz insandan uzak yaşarsa,

Vaşak vadi içlerinde dağ keçisi, tilki, kuş ve fare avlarsa,

Kurt yaban hayatı ile beslenirse,

Doğanın dengesi bozulmaz!

Unutmayın doğanın dengesini hep biz insanlar bozuyoruz.

Dağ keçisinin neslini tüketmek için çabalıyoruz bu besleme şekli ile.

Vaşak nadir görülen özel bir canlı.

Ayı koruma altında.

Tilki bu doğanın önemli parçası.

Yani demem şu;

Kurt, ayı, domuz, vaşak, tilki, dağ keçisi ve diğer yaban hayatı canlıları ait olduğu yerlerde yaşarlarsa doğa dengesini bulur.

Doğanın dengesini biz bozuyoruz.

Beslemek onların ölüm emrini imzalamak demek.

Yaban hayatından uzak duralım!

Uzaktan görmek ve izlemek en doğru olan yöntemdir.